1 Ağustos 2009 Cumartesi

Tüm Zamanların Yapı Malzemesi: Ahşap…


Bir evi sadece ahşap kullanarak baştan sona inşa etmek mümkündür. Yapılarda kullanılan diğer hiç bir malzeme böylesine geniş bir kullanım imkanı sunmaz. Güncel araştırmalara göre Almanya'da ev inşa edenlerin % 40'ından fazlası, İskandinavya'da ise yaklaşık % 85'i ahşabı tercih etmektedir. Almanya'da ahşabın mimari malzeme olarak payı 1991 ile 2002 yılları arasında iki kat artış göstermiştir.
Çünkü ahşap sağlıklıdır: Ahşap toz çekmez, mekandaki rutubeti emip, salarak bir tür nem düzenleyici görevi görür. Ahşap ısının transferini engelleyen, havayla dolu hücreleri sayesinde alternatifi olan malzemelerden daha yüksek ısı yalıtımı sağlar. Ahşabın ısı iletkenliği 0,13 W/mK gibi çok düşük değerlerde seyreder. Bu nedenle, kibritlerin, mekanik aksam donanımının saplarının, tavanların ve duvar süslemelerinin yapımında ahşap kullanılır. Ahşabın belirgin ısısı ise oldukça yüksektir. Bu bir kilogramlık ahşabın ısısının artırılması ve azaltılması için çok fazla enerjiye ihtiyaç duyulması anlamına gelir. Ahşap, taşlardan ve betonlardan neredeyse iki kat daha fazla ısı enerjisine; benzer bir şekilde, çeliği ısıtmak ve soğutmak için kullanılan ısı enerjisinin üç katına ihtiyaç duyar.
Çünkü ahşap ekonomiktir: İnşaat malzemesi olarak ahşabın ömrü 80 ila 100 yıl olarak öngörülmekle birlikte ortaçağdan kalan birçok ahşap bina bu sürelerin çok üzerine çıkılabildiğini göstermektedir. Ahşabın sık sık bakım gerektirdiğine dair önyargılar, insanların ahşabın dış yüzeyini boyayarak kapatmaları gerektiğini düşündükleri zamanlara aittir.

Ahşap cinsi
Havada
Tatlı suda
Toprakla temas halinde
Toprakla temas etmeden
Açıkta
Korunmuş
Dayanıklı geniş yapraklılar
Meşe, kestane, karaağaç, akasya, gürgen
8 -12 yıl
60 -120 yıl
+ 200 yıl
+ 500 yıl
Dayanıklı iğne yapraklılar
Kara çam Diğer çamlar
+12 yıl
8-12 yıl
50 -100 yıl
40 - 90 yıl
+150 yıl
+ 500 yıl
Az dayanıklı geniş yapraklılar
Dişbudak, Kayın Kavak, Ihlamur
4-6 yıl
- 4 yıl
20 - 60 yıl
+ 30 yıl
+ 100 yıl
+ 50 yıl
50-100 yıl
- 50 yıl
Az dayanıklı iğne yapraklılar
Köknar, Ladin
+ 4 yıl
+ 50 yıl
- 50 yıl
Kaynak: Reha GÜNAY, Geleneksel ahşap yapılar ve çözüm yolları, 2002, İstanbul
modern ahşap yapılar

Son yıllarda ahşabın doğal haliyle pencere ve kapı malzemesi olarak kullanımı yeniden önem kazanmıştır. Diğer bir deyişle masif ahşap pencere ve masif ahşap kapı günümüzde yeniden mimarların gözdesi durumuna gelmiştir. Ülkemizde de lamine ahşap kullanarak pencere ve kapı üreten modern fabrikalar bulunmaktadır. Bunlara iyi bir örnek olarak www.arbor.com.tr sitesine göz gezdirebilirsiniz.

Birlikte yaşadığınız birçok yapay malzemenin sağlığınız için risk taşıdığını biliyor musunuz?

Ahşap pencerelerde kullanılan boyalar, alkit ve akrilik reçine esaslı ' su bazlı' ultraviyole ışınlarına karşı koruyucu nefes alan, su geçirmeyen, ahşabın içindeki nemi dışarı veren özelliğe sahip olmalıdır. Bu boyalar doğada kolaylıkla yok olurlar.
Ülkemizdeki en büyük doğrama üreticisi konumundaki Arbor'da boyama işlemi özel bir öneme sahip. Bu nedenle ürünler boyanmadan önce özel bir yüzey düzeltme işlemine tabi tutuluyorlar. Ürünün görselliğini büyük ölçüde belirleyen boyama işlemi içinse, toz geçirmez, nem ve sıcaklık kontrollü ve otomatik ürün akışını içeren son derece gelişmiş bir boyama sistemi kullanılmaktadır. Bu sistem, tüm yüzeyde yabancı partiküllerden arındırılmış ve eşit kalınlıkta bir cila kalınlığı elde edilmesini garanti eder. Arbor ürünleri bu sistem sayesinde, ahşabın doğallığını mobilya görselliğiyle kullanıcıya sunuyor. Dış yüzey işlemi otomatik bantta, standart, pürüzsüz ve tüm yüzeye eşit olarak 3 kat uygulanıyor.
Arbor'un kullandığı yüzey işlem maddeleri ağacın bünyesine nüfuz ederek yıllar boyu zararlılara karşı koruma sağlıyor. Arbor ürünlerinde kullanılan boyalar esnek yapıda olduğundan ahşabın doğal hareketliliğine direnmiyor ve böylece yüzeyde rutubet ve bakteri nüfuzuna yol açacak çatlaklara imkan vermiyor. Kullanılan boyalar ahşabı aynı zamanda güneşin zararlı ışınlarından da korumaktadır.
Müşteriye sunulan renk alternatiflerinin tümü pencere ve kapının aynı renkte olmasını böylece iç ve dış görünümlerde geleneksel renk bütünlüğünün işlevsellikten taviz vermeden yakalanmasına imkan verir. Böylece satın aldığınız kapı ve pencere, siz renklerini değiştirene kadar sizinle ve birbirleriyle olan bütünlüklerini korurlar.hava kirliliği


PLASTİK PENCERE TARİHE Mİ KARIŞIYOR ?

Bazı Avrupa ülkelerinde kırk yıldır ülkemizde de hemen hemen bir o kadar süredir üretilmekte olan plastik pencerelerin artık sonu gelmek üzere. Dünyada da, ülkemizde de her geçen gün gelişerek artan çevre bilinci ve sağlık sorunları ve bu sorunlara olan duyarlılık bir dönemin daha kapanmak üzere olduğunun işaretini vermektedir.

Sağlıklarına önem veren ABD gibi, İngiltere gibi veya kuzey Avrupa ülkeleri gibi ülkeler bu konuya zaten başından beri hiç mi hiç itibar göstermediler. Suudi Arabistan gibi, körfez ülkeleri gibi zengin ülkeler de bu doğal olmayan malzemeden pek hoşlanmadıkları gibi sıcak iklim şartları da zaten plastik pencere kullanımına hiç izin vermedi. Özetle belki de bu konuya bizim kadar rağbet eden bir başka ülke olmadı.

Ne var ki polimer teknolojisinin ortaya çıkışı ve sentetik maddelerin üretilmeye başlamasından bu yana bütün dünyadaki plastik çılgınlığı insanoğlunu korkunç bir çevre sorunu ile burun buruna getirmiş oldu. Konumuz plastik pencereler olmakla beraber bu konuda elimizde yeterli veri olmaması nedeni ile plastik torbalar konusunda elde edilmiş bazı ilginç rakamları benzerliğinden dolayı gözler önüne sermek gerek. Amerikan Doğayı Koruma Kuruluşlarının araştırmalarına göre; dünyada yılda beş yüz milyar ila bir trilyon arası plastik torba kullanılmaktadır.(National Geographic News Sept. 2, 2003) Bu torbaların geri dönüştürülen miktarı sadece % 1 dir. (Christian Science Monitor News Paper) O halde bunca torba nereye gidiyor ? 1975 te yapılan bir araştırmaya göre okyanuslarda dolaşan gemiler yılda yaklaşık 3 700 000 Kg plastik torbayı denizlere boşaltıyorlar. (2008 de miktar
ne olabilir?) Halen dünya yüzeyi bir plastik çöplüğüne dönmemişse bunun nedeni deniz diplerinin giderek bir çöplüğe dönüşüyor olmasındandır. Bugün Kuzey Kutbundaki Spitzbergen yakınlarından güneyde Falkland adalarına kadar deniz yüzeyinde sık sık plastik torbalara rastlanmaktadır.(British Antartic Survey) Işık ve ısı plastiklerde kimyasal çözülmelere neden olur. Zamanla parçalanmalar devam ederek daha küçük ve daha zehirli petro-polimer partiküllere dönüşür. Bunlarda sulara, toprağa karışır. Sonuçta bu mikroskopik partiküller besin zincirine girer, işte o zaman doğal yaşam tamı tamına tehlikeye girmiştir. (World Wildlife Fund Report 2005) San Francisco plastik torba kullanımını yasaklayan ilk şehir, yakında bunu Boston ve Oakland takip edecek. Bangladeş ve Ruanda’da yasaklandı. Çin’de ve İrlanda’da ağır vergilerle hemen hemen kullanılmaz hale getirildi. Hindistan, İsrail, Kanada gibi birçok ülkede yasaklama konusunda çalışmalar var.

Plastik pencerelere gelince bunlar henüz denizlere veya topraklara dökülmedi ama bunlardaki tehlikenin boyutu daha farklı. Plastik pencereler kimyasal ismi Poli Vinil Klorür (PVC) olan bir plastik türünden yapılmaktadır. Bir petrol türevi olan Vinil Klorürün polimerleşmesiyle meydana gelen bu PVC plastikler de ısıyla ve ışıkla bozuluma uğrar, ancak bu hemen gözle görülüp farkında olunacak bir olay değildir. Gayet yavaş ve sinsi şekilde seyreden bir olaydır.

PVC, çevreye en zararlı plastik türüdür. PVC üretimi 60 larda başladı ve çok hızlı bir artış gösterdi. Endüstriyel Klor' la üretilen diğer bir kısım ürünlerin (PBC, CFC ve klorlu solventler) yasaklanması veya kısıtlanmasına rağmen bugün dünyadaki toplam klor üretiminin % 30 unu kullanan PVC’ye henüz bir kısıtlama gelmiş değil ancak yakında geleceği muhakkak. Çünkü bu plastik, üretiminden başlayan yaşam döngüsünün (LCA) her evresinde çevreye zararlı olmaktadır. En başta Dioxin denen bir zehirli kimyasalın dünyadaki en büyük kaynağıdır. Dioxin PVC nin üretimi sırasında, PVC den mamul her şeyin üretimi sırasında ve kullanımında havaya salınmaktadır. Dahası var PVC eşyanın üretiminde PVC ile birlikte birtakım zehirli katkılar da kullanılmaktadır. Bunlar, plastikleştiriciler (Plasticisers), sağlamlaşması için darbe artırıcı katkılar, ısı ve ışık dayanımını artırmak için (Stabilizör olarak) kanserojen olduğu tespit edilmiş olan Kadmiyum Baryum, Kurşun, çinko, ve kalay esaslı ağır metal tuzları, işleme kolaylığı için kaydırıcılar, toksik pigmentler gibi bir sürü ikincil zehirli kimyasallardır. En çok kullanılan plastikleştirici ftalat (DEHP) kanserojen olduğundan şüphe edilen bir kimyasaldır. Zaten Dioxin tek başına çevreye salınan kimyasalların en zehirli olanıdır. PVC den çıkan Dioxinler bugün bütün çevrede yaygın bir şekilde bulunmakta ve hatta gıda zincirine bile girmiş durumda dır. TCDD Dioksinler grubunun en öldürücü olanıdır ve şimdiye kadar insanoğlunun ürettiği en zehirli bileşiktir. Bina ve otomobil yangınlarında en sık rastlanan ölüm şekli bu zehirli dumanların solunumundan meydana gelmektedir. Bu gerçek, birçok itfaiye raporlarında yer almaktadır

Plastik pencere üreticisinin bizzat kendisinin kullananlara pencerenin koku yaptığı ve sık sık havalandırılması gerektiğini bildirmesi bile bu malzemenin sağlık konusunda nasıl bir madde olduğunu göstermektedir. Plastik pencerelerin yapıldığı plastik olan PVC 'nin böyle şaibeli oluşu çevreye duyarlılığı daha fazla olan batı toplumlarında tamamen gözden düşmesine sebep olmuş bizde ise yeni yeni bilinmeye başlanmıştır. Bu da halkın plastik pencerelerden soğumasına ve uzaklaşmasına yol açmaktadır. Plastik pencere üretimi artık düşüşe geçmiştir.

Bir diğer etmen de her şeyde olduğu gibi moda konusudur..Kırk yıla yakın bir zamandır kullanımda olan plastik pencerelerin artık modası da geçmek üzeredir. İlk başta lüks gibi görünen plastik pencereler şimdi gece kondu evlerinin tamamında kullanılmaktadır. İnşaat standardının yükseldiği sadece İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde değil, birçok Anadolu kentinde, hele turistik yörelerde milyon dolarlarla satılan lüks inşaatlarda ayağa düşen plastik pencerelerin kullanımı artık ayıp olmaktadır. Üstelik bizde de hızlı bir şekilde doğallığa ve tekrar ahşap gibi doğal malzemelerin kullanımına dönüş başlamıştır. Bu da, bariz bir şekilde plastik pencerelerin sonunun geldiğine işarettir.

Plastik pencerelerin yeniden yükselen rakibi ahşapla ilgili son yıllarda ülkemizde de ciddi birkaç yatırım yapıldı. Artık PVC pencerelerdeki çift açılım, kayar, katlanır vb tüm mekanik imkanları daha fazlasıyla ahşap pencerelerde bulmak mümkün. PVC karşısında modern ahşap pencereler ile ilgili daha fazla bilgi için: www.arbor.com.tr